CUMHURİYETİMİZİN 100 YILI VE TÜRKİYE MODELİ SEMPOZYUMU SUNUM METNİ

100. YIL PLATFORMU
27 Ekim 2023
CUMHURİYETİMİZİN 100 YILI VE TÜRKİYE MODELİ SEMPOZYUMU SUNUM METNİ (Gülsün Kaya)

Değerli Konuklar, Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler!

Bu güzel olduğu kadar yorucu kentin dört bir yanından Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlığına kapılıp gelen yurtseverler!

HOŞ GELDİNİZ!

Aydınlığı yalnız kendisi için, yalnız kendi çocukları için değil, güzelim ülkemizin en doğusundan en batısına, kuzeyinden güneyine, yarını yaratacak olan bütün çocuklarımız için isteyen Cumhuriyetin özverili bireyleri!

Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, önüne konulan engellere aldırmadan her zorluğun karşısında dimdik ayakta duranlar;

HOŞ GELDİNİZ!

En amansız düşmanın yoksulluk ve bilgisizlik olduğunu bilen;

Bir yandan öğrenip bir yandan öğreten;

Zorlu düzene kitapla, emekle, dişle, işle, tırnakla, düşle, umutla, sevdayla direnenler,

HOŞ GELDİNİZ!

Farklılıklarını bir kenara koyarak ortak paydada birleşen; el ele, yürek yüreğe, şiddetten, kavgadan, kişisel çekişmelerden uzak; dayanışma ve uyum içinde ileriye yürümek isteyenler;

HOŞ GELDİNİZ!

Sizleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk; kurtuluş ve kuruluşu gerçekleştiren yol arkadaşları; bu güzelim ülkenin çocuklarını, gençlerini fırtınalardan dingin sahillere götürmek uğruna ömrünü verenler için bir dakikalık saygı duruşuna, ardından İstiklal Marşımızı söylemeye davet ediyorum.

(SAYGI DURUŞU – İSTİKLAL MARŞI)

Cumhuriyet, 29 Ekim 1923’te, saat 20.45’te Ankara’da doğdu. Yarın 100 yaşında olacak.

Doğumu bütün ülkeye, hatta bütün dünyaya, Ankara Kalesi’nden atılan top sesleriyle duyuruldu. Ajanslar ondan söz etti, gazeteler onu yazdı, dünya yerinden oynadı. Çoluğu çocuğu, genci yaşlısı, kadını erkeği coştu mutluluktan ülkenin her yerinde…Halaylar çekildi, türküler söylendi, sarıldı insanlar birbirine sevinçten…

Çünkü “cumhur”, “halk” demek;

Halka, ulusa özgü demek cumhuriyet!

“Özgürlük” var adının anlamında…

Özgürlük için doğdu Cumhuriyet!

Yaşamı değiştirmek için doğdu!

Yaşam, değişmek zorundaydı. Yaşam, cehaletin kör karanlığında, insanın insanı sömürmesinin batağında sonsuza değin sürmezdi, süremezdi. Sürmesin diye buradasınız!

Çünkü siz, değerli ozan Melih Cevdet Anday’ın “Telgrafhane” şiirinde sözünü ettiği kişilersiniz.

Çünkü siz, uyuyamazsınız!

Çünkü “memleketin hâli” sizi seslerle uyandırır.

Şimdi memleketin hâli, dünyanın hâli düzelmeden gözüne uyku girmeyenlerden, 23. Dönem İstanbul Milletvekili, Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı Sayın Prof. Dr. Necla Arat’ı Cumhuriyetimizin 100 Yılı ve Türkiye Modeli Sempozyumu’nun açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum.

(PROF. DR. NECLA ARAT’IN KONUŞMASI)

11.45 CUMHURİYETİN “ALTIN ÇOCUKLARI”NA ÖDÜLLERİNİN VERİLMESİ

Devrimleri gerçekleştirmek elbette kolay değildir. Ancak korumak daha da zordur. Ahmet Taner Kışlalı’nın dediği gibi “…devrim bilimle aydınlanmış özgür akla dayanmazsa, seçilmemiş diktatörün yerini, seçilmiş diktatör alır.” Devrimler resmi yazılarla, genelgelerle yayılamaz, halka benimsetilemez. Bunun için halkla iç içe yaşayacak, devrimleri yaymada misyoner gibi çalışacak insanlara ihtiyaç vardır.

İşte o insanlardan biri:
Prof. Dr. Aysel Çelikel / İlk kadın hukuk fakültesi dekanı, ilk ve tek kadın Adalet Bakanı ve önceki dönem ÇYDD Genel Başkanı.

İstanbul doğumlu bir göçmen çocuğu. Babası “Klarnet Remzi” olarak da bilinen müzisyen ve zanaatkâr Remzi Çağıl, annesi ise gençliğini Osmanlı’da bırakan, bu yüzden okuyamadığı ve ailesinden hakkı olan payı alamadığı için hayıflanan Şadiye Hanım.

Beyoğlu Kız Lisesinden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘ni bitirdi. 1957’de Devletler Özel Hukuku asistanı; 1962’de doktor oldu. 1964’te, Columbia Üniversitesi’nde master derecesi aldı. 1969’da doçent oldu. 1974- 1975 yıllarında Almanya’da bir üniversitede çalıştı. Profesör unvanını 1977’de aldı.

1994-1999 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı görevini yaptı. Rektör Kemal Alemdaroğlu‘nun uygulamalarına karşı çıktığı için pek çok öğretim üyesiyle birlikte Hukuk Fakültesi Dekanlığı’ndan istifa etti. Ocak 2001’den itibaren Cumhurbaşkanlığı kontenjanından Yükseköğretim Kurumu üyeliğine atandı.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 114’ üncü maddesi gereğince 3 Kasım 2002 Türkiye genel seçimleri öncesi tarafsız Adalet Bakanı olarak görev yaptı.

2003-2006 yılları arasında İstanbul Ticaret Üniversitesi‘nde iki dönem Hukuk Fakültesi dekanlığı yaptıktan sonra 2006’da İTİCÜ’den ayrıldı. 2000 yılından itibaren Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Ayrıca 2010 yılı sonu itibarıyla İstanbul Barosu‘nca Türkiye Barolar Birliği delegeliğine seçildi ve 2016’ya dek delegelik görevini sürdürdü.

Kitaplar yazdı. “Adalet Yoksa Gelecek de Yok” dedi.

Eşi, en büyük destekçisiydi.

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği, Kadın Sorunları Araştırma Merkezi, kurucularındandır. 26 Mayıs 2009 tarihinde Türkan Saylan‘ın ölümüyle, kurucularından olduğu ÇYDD başkanlığına seçildi.

Türkan Saylan’ı uğurlama töreninde yaptığı konuşma yüreklere, akıllara ve tarihe yazıldı. Bu konuşma Aysel Çelikel’in kimliğini, kişiliğini ve düşüncelerini, başka söze gerek bırakmadan, ortaya koyuyor:

“Sevgili dostum, ideal arkadaşım Türkan Saylan’ın arkasından konuşmak zor. Hak etmediği, acımasızca suçlandığı anlayışın sürdürüldüğü, ona yapılan hukuksuzlukların ardından insanın kendini suçlu hissetmemesi çok zor.

Neler yaptı, ne ile suçlandı… Laiklik ve cumhuriyet kazanımlarının ortak paydamız olduğunu savunması… Bu mu darbecilik?
Kız çocuklarının çağdaş eğitime kavuşturulması… Bu mu darbecilik?
Ülkenin bölünmez bütünlüğünün savunulması… Bu mu darbecilik?
Demokrasi ve insan haklarını savunmak… Bu mu darbecilik?
Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının savunulması… Bu mu darbecilik?
Laik eğitim sitemini savunmak mı, düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğünü savunmak mı darbecilik?.. Eğer bütün bunlar darbecilikse, hepimiz darbeciyiz.”

100. Yıl Platformu tarafından yaşamı boyunca Atatürk ve devrimlerini, laikliği, demokrasiyi, kadının insan haklarını ve insan haklarını, hukuk devletini eylemli olarak savunduğu için “Cumhuriyet’in Altın Çocuğu” seçilen Sayın Prof. Dr. Aysel Çelikel’i sahneye davet ediyorum.
Ona 100 Yıl plaketini sunması için Sayın Prof. Dr. Necla Arat’ı sahneye davet ediyorum.
(ÖDÜLÜN VERİLMESİ VE PROF. DR. AYSEL ÇELİKEL’İN KONUŞMASI)

Devrimleri gerçekleştirmek elbette kolay değildir, demiştik. Ancak korumak daha da zordur, demiştik; “…çünkü, devrim bilimle aydınlanmış özgür akla dayanmazsa, seçilmemiş diktatörün yerini, seçilmiş diktatör alır, demiştik. Bunun için halkla iç içe yaşayacak, devrimleri yaymada misyoner gibi çalışacak insanlara ihtiyaç vardır, demiştik.

İşte o insanlardan bir diğeri:

Dr. Alev Coşkun / Cumhuriyet Vakfı Başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi, Yazar

Alev Çoşkun, 1 Aralık 1935 yılında ödemişte doğdu. Köklü bir ailesi olan, Coşkun’un babası Atatürkçü ve gerçek bir Kuvayı Milliyeciydi. Coşkun, annesini iki yaşında kaybetti, kendisini babaannesi Zehra Hanım büyüttü. 

İlk, orta ve lise öğrenimini Ödemiş’te ve İzmir’de yapan Coşkun, 1960’ta İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

Fakültede okurken CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Bürosunda çalışmaya başladı. Aynı yılın sonunda CHP İstanbul İl Gençlik Kolu Başkanlığına seçildi. 1960 öncesi öğrenci hareketleri içinde özellikle, 28 Nisan olaylarında aktif olarak yer aldı.1961 Anayasasını yapmak için oluşturulan kurucu Meclis Üyeliğine seçildiğinde 25 yaşında en genç kurucu meclis üyesiydi. 1964’te Birleşmiş Milletler bursunu kazanarak ABD’ye gitti. New York Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okudu. Aynı üniversitede yüksek lisans ve doktora yaptı. 1972’de Türkiye’ye döndü, Hacettepe Üniversitesi’ne öğretim üyesi olarak atandı. 1972- 1973 yıllarında Özgür İnsan adlı dergide inceleme yazıları yazdı.  1973 ve 1977 yıllarında CHP’den İzmir Milletvekili seçildi. Ocak 1978’den Ekim 1979’a kadar Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra kitap yazmaya yöneldi. Hukuk danışmanlığı yaptı. Boğaziçi Üniversitesi’nde yönetim bilimi dersleri verdi.

1992 yılında İlhan Selçuk’un daveti üzerine Cumhuriyet Yayıncılık A.Ş.’nin yönetimine seçildi ve kısa süre sonra da yönetim kurulu başkanlığına getirildi. 2006 yılında Cumhuriyet Vakfı’nın Başkan Vekilliğine, 2010 yılından 2013 yılına kadar da Vakfın Başkanlığına getirildi. Bu görevi halen devam etmektedir.

Alev Çoşkun kitaplarıyla, yazılarıyla, araştırmalarıyla gençlere Cumhuriyet tarihini belgeleriyle ve yalın bir dille aktardı. Devrim karşıtlarına ilişkin yapıtları ile hepimizi uyardı.

100. Yıl Platformu tarafından yaşamı boyunca cumhuriyete ve cumhuriyetin ürünü olan Cumhuriyet Gazetesine sahip çıktığı için “Cumhuriyet’in Altın Çocuğu” seçilen Sayın Dr. Alev Coşkun’u sahneye davet ediyorum.

Ona 100.Yıl plaketini sunması için Sayın Av. Nazan Moroğlu’nu da sahneye davet ediyorum.

(ÖDÜLÜN VERİLMESİ VE ALEV COŞKUN’UN KONUŞMASI)

* 12.00 AÇIŞ DİNLETİLERİ
Nazlı Işıldak ve Genç Müzisyenler Nehir Zelzele, Selçuk Ener

* Ara: 12.30 – 13.30

* 13.30 PANEL
CUMHURİYETİN YÜZ YILI VE TÜRKİYE MODELİ
Yöneten: Prof. Dr. Lale Afrasyap / TÜMÖD (Tüm Öğretim Üyeleri Derneği) İstanbul Şubesi Başkanı
Konuşmacılar:
Prof. Dr. Nur Serter / 23. ve 24. Dönem İstanbul Milletvekili
Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu / İstanbul Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Melih Baş / Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi

(16.30 Teşekkür Belgelerinin Verilmesi ve Kapanış)

SON SÖZ
Cumhuriyeti de onu kuran Mustafa Kemal’i de sevmeyenler, o gün de vardı elbet, bugün de var. Cumhuriyetten korkanlar, cumhuriyeti küçümseyenler, cumhuriyete burun bükenler… bugün de varlar…Yaşamın değişmesini istemeyenler, bunda çıkarı olanlar; sis çanı gibi, gün ışıyıncaya değin kararlılıkla yürüyenlerin önünde duramayacaktır.

Sizi Mustafa Kemal olmaya çağırıyorum!