KEMALİSTLER GÖREV BAŞINA

KEMALİSTLER GÖREV BAŞINA
Prof.Dr.Necla Arat
(Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı)

Bu gün Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü yitirişimizin 81.yılı.

10 Kasım’lar uzun zamandan beri matem günleri olarak değil, bizi düşünmeye, özeleştiri yapmaya, Atatürk’ü daha iyi anlamaya ve ülke sorunları ile ilgili çözümler üretmeye davet eden günler olarak düzenleniyor.

İçinde yaşadığımız kargaşa ortamında Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak ve genç kuşaklara doğru anlatmak, birincil bir ödev olarak karşımıza çıkıyor.

Zaman zaman acaba bizim kuşak bu birincil ödevi yerine getirmekte başarısız mı oldu sorusunu soruyor ve “Atatürk’ü anlamak” konusunda daha duyarlı olmamız,

“Anlamak ve anlatmak” işlevini hiç ara vermeden sürdürmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü tarih yapan, ulus bilinci geliştirip yeni bir devlet kuran büyük Önder, son on yıllarda malum çevrelerin hain ve nankör yıpratma çabalarının hedefi yapılmış durumda. Bu çevreler, hiç utanmadan 10 Kasımları “Bayram ilan edebiliyorlar.

Oysa O, yalnızca bir ulusal lider değil, emperyalizmin kıskacından ve az gelişmişlik sürecinden kurtulmak isteyen ülkelere ve dünyanın büyük siyaset adamlarına ışık tutmuş evrensel bir liderdi.

Mustafa Kemal Atatürk, kendi sözcükleri ile “Az zamanda büyük işler” yaptı. Birbirini izleyen devrimleri, her türlü geriliğe karşı gelişen ideolojik bir başkaldırıydı. (Bu ideolojik başkaldırı, daha sonra yobazların ödünü kopartan ‘Kemalizm’ adını aldı.) Mustafa Kemal Atatürk’ü anar ve anlamaya çalışırken O’nun yeni bir ulus ve devlet yaratmak yolunda bilgisizlik, bağnazlık, gerilik ve gericiliğe karşı verdiği amansız savaşımı hiç unutmamamız ve de unutturmamamız gerekiyor.

O, Aydınlanmacı ve Halkçı tutumuyla önce “kafaları özgürleştirecek” bir ortam yaratmaya çalıştı. Bu ortamın yapı taşları, Öğretim Birliği’nin (Tevhid-i Tedrisat’ın) kabulü; Halifeliğin Kaldırılması; Şeriat Hukuku’nun yerini Çağdaş hukukun alması; Harf Devrimi, Dil Devrimi, Çağdaş bilgiler içeren akılcı bir eğitim; İnsanlık onuruna yaraşır bir yaşam; Bilimsel bilgi ve Teknikle donanmak için gösterilen olağan üstü çaba ile toplumda yarattığı Tarih ve Yurttaşlık bilinci oldu.

Ulusal birlik ve bütünlüğümüzün ulus-devlet karşıtlarınca yok edilmeye çalışıldığı; çağ dışı değer yargılarının yeniden yaşama geçirildiği; okul öncesinden Üniversitelere kadar yaygınlaşan bir “geri bakışın” seferberliğinin yapıldığı şu günlerde “Gaflet-delalet ve Hıyanet” içinde olanlara ve bilerek ya da bilmeyerek onları destekleyenlere “Ya İstiklal-Ya Ölüm” ilkesinden hareketle “ yıllarca süren uzun bir savaştan sonra uçurum kenarında yıkık bir ülkenin” alın yazısını değiştiren o büyük Başkomutanı yeniden anlatmak gerekiyor.

Toplumun yarısını oluşturan ve yüzlerce yıldır “görünmez” kılınmış bulunan kadınlarımızı özgürleştirip, Onları çağdaş Türkiye’nin “Aydınlanmacı dinamikleri” kılan; Ayrıca, kadınlara, gençlere hatta çocuklara “Yönetime katılma” bilinci vermeye çalışarak geleceğin “Katılımcı demokrasi”sinin ve “sivil toplum”un tohumlarını atan demokrasi öncüsü, büyük siyaset adamı Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatmamız gerekiyor.

Kemalistler görev başına …